Salı günü yayınlanan belgelere göre, beş ülke, Avrupa Birliği ve küresel havayolları ve havacılık şirketleri, Trump yönetimini ithal ticari uçaklara ve parçalara yeni ulusal güvenlik tarifeleri uygulamamaya çağırdı.

Havayolları ve uçak üreticileri, ABD havacılık endüstrisi için yıllık 75 milyar dolarlık ticaret fazlası ile sonuçlanan 1979 Sivil Uçak Anlaşması kapsamındaki tarifesiz rejimi geri getirmesi için Başkan Donald Trump'a baskı yaptı.

ABD uçak üreticisi Boeing, ayrı bir dosyada, uçaklar ve parçalar için tarifesiz muameleyi garanti eden İngiltere ile yakın zamanda yapılan bir ticaret anlaşmasına işaret etti. Boeing, ABD'nin İngiltere ile yaptığı gibi, gelecekteki ticaret anlaşmalarında da benzer gümrüksüz şartları güvence altına alması gerektiğini savundu.

Belgeler ayrıca Kanada, Çin, Japonya, Meksika ve İsviçre gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa Birliği'nin de yeni tarifelerin olası sonuçları konusunda endişelerini ortaya koydu. Örneğin Meksika, 2024'te ABD'ye 1,45 milyar dolar değerinde uçak parçası ihraç etti; bu, toplam ticaretin küçük bir kısmıydı. AB, ABD'nin yaklaşık 12 milyar dolar değerinde uçak ihracatı yaptığını ve ABD'ye yaklaşık 8 milyar dolar değerinde uçak ihraç ettiğini bildirdi.

ABD Ticaret Bakanlığı, Mayıs ayında ticari uçak, jet motoru ve parçalarının ithalatına yönelik "Bölüm 232" ulusal güvenlik soruşturması başlattı ve bu daha yüksek tarifelere yol açabilir.

Çin, olası tarifeleri eleştirerek hiçbir ülke veya bölgenin yabancı rakipleri bastırarak kendi yerli uçak endüstrisinin büyümesini desteklememesi gerektiğini belirtti. AB de endişelerini dile getirerek ABD'yi ticaret kısıtlamaları getirmek yerine uçak ve parça ticaretini güçlendirmeye çağırdı.

Trump zaten neredeyse tüm uçak ve parça ithalatlarına yüzde 10'luk bir gümrük vergisi koydu.

Delta Air Lines ve büyük ticaret grupları bu gümrük vergilerinin bilet fiyatlarını artırabileceği, havacılık güvenliğini etkileyebileceği ve tedarik zincirlerini bozabileceği konusunda uyardı. Airbus Americas CEO'su Robin Hayes de endişelerini dile getirerek herhangi bir ülkede tamamen yerel bir tedarik zinciri hedeflemenin ne gerçekçi ne de mantıklı olduğunu belirtti.